25 Mart 2009 Çarşamba

Sıcacık Çorba

İş yeriniz bazen cehenneme dönüşebilir. Odanızın kapısını kapatıp dünya ile ilişkileri kesersiniz böyle durumlarda. İki gündür bunu yaşarken, hazır oda arkadaşım da yıllık izindeyken fotoğraflarıma göz atayım dedim. Fotoğraf sayısı çoğaldıkça toparlamak ve neyin nerede olduğunu hatırlamak güç oluyor. Arada bir, fazlaca ellenmemiş klasörlere girip düzene koymaya çalışırım. Hatta bazen "Bunu ben mi çekmişim" dediğim fotoğraflar olur.Klasörün adı nişan. Nişan fotoğraflarımızın olduğu yer değil tam olarak aslında. Nişandan önceki gün alışverişe çıktığımızda çektiğimiz fotoğraflar da orada kalmış. Bir anda gözüme bu fotoğraf ilişti. Çekerken neler hissettiğimi hatırladım. Tek bir kare çekmiştim, içim çok elvermemişti. Normalde böyle tezatlıklar yakaladığında fotoğraf çeken birisi konunun en güzel fotoğrafını çekebilmek için uzun zamanlar harcar, onlarca kez deklanşöre basar. Tek bir kare çekebildim, ardından uzaklaştık oradan.

Görünce fotoğrafı tekrardan hissettim aynı duyguları. Sorular geldi bir anda aklıma. Acaba özellikle mi çorba reklamının bulunduğu otobüs durağını seçmişti, rüyasında sıcak birşeyler görebilmek için? İstanbul'un orta yerinde, gürültünün ortasında nasıl alışmıştı uyumaya? Peki rüyasında ne görüyordu acaba? Van münüt ingilizce dersleri mi yoksa hamdolsun arapça dersleri mi geçiyordu beyninden? Tokluk onu teğet mi geçmişti? Askerlik yapmış mıydı acaba ve orada da böyle yan gelip yatmış mıydı?

Çok zor mu sandın, hemencecik yaptım. Sanki, yöneticilerin ülkenin içine nasıl yaptığını anlatan bir slogan gibi olmuş. Bravo Maggi.

"Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir" demişti Peygamber. Yok yok korkmayın, bu amcanın evi yok, bu durumda komşumuz olamaz zaten...

6 yorum:

Ayca Karaoglan dedi ki...

ben farketmiştim... senin de dediğin gibi bu tip kareleri yakaladığını düşünen bir fotografçı orada uzun bir süre harcardı... bende de galiba 1 ya da 2 kare var.

burası beyazıt durağı... istanbul'un hemen hemen her yerinde görebileceğimiz-evsizleri- burada nedense o kargaşanın içinde es geçeriz.

aslında benim senden farklı bir sorum daha olacak: acaba hangi üniversiteden mezun???

durum budur arkadaş maalesef... çok uzun oldu farkındayım.

GeCe dedi ki...

oyle ben de çok görüyorum ama o kadr şartlandık anne babalarımız tarafından ki mesela ben tek başımayken böyle biri görünce yanına gidip ihtiyaçlarını sorup almayı ne kadar çok istesem de çok korkuyorum

bazıları içine düştüğü düşkünlükten bir anda çıkamayıp saldırgan olabiliyor

keşke hiç olmasa

Paşa dedi ki...

tepkileri insanı ürkütüyor tabi cesaret edemiyorsun...

Serhat dedi ki...

Sürekli baskı altında olmaları ve toplumdan dışlanmaları o insanları agresifleştirebiliyor dediğiniz gibi. O yüzden birçoğumuz çekiniyoruz yaklaşmaya. Gerçi günün ekonomik şartları da göz önüne alınınca, o kişilere yardım edebilmeyi bırakın, o şartlarda olmadığımız için dua ediyoruz çoğu zaman.

Yelda dedi ki...

Çok güzel bir kare yakalamışın
çokta güzel bir anlatımla sunmuşun
Okadar çoğaldıki aslında bu kareler istanbul'da, bence bize teğet geçmeye devam ederse önümüzdeki, bahar ve yaz aylarında yayılacağız hepimiz milyonlarca çiçek ekilmiş parklara bahçelere.
Sevgiler
İyi akşamlar

Serhat dedi ki...

Kış da çok sert geçiyor Ankara'da, biz de bol bol battaniye alalım diyoruz doğalgaz yerine :)