Şimdi yazacağım yazı birçoğunuz için garip gelebilir. Bir fotoğrafçının topluma ve çevresinde gelişen olaylara karşı duyarlı olması gerekir değil mi? Aslında bu da uzun zamandır çevremde olan bir durum ve arada bir sinir seviyemi maksimum düzeye getirebiliyor.
İstanbul'da yaşarken sadece belirli hatlarda yaşadığım bu sorun ile ülkemin başkentinde hemen hemen toplu ulaşımı her kullandığımda karşılaşıyorum. Önceki yıl minibüste yer veriyorum diye dalga geçildikten sonra bir sene boyunca kılımı bile kıpırdatmadım o minibüs hattında. En azından mesafe yakındı ve minibüse para verip biniyor ve oturma hakkımı kullanıyordum.
Ayça Hanım ile evlenip evimizi şehrin bir miktar dışına taşıdıktan sonra metro ve belediye otobüsü gibi araçlarda, hele ki uzun mesafelerde oturarak yolculuk etmek hep beni rahatsız etti. Küçük yaşlarımdan beri otobüsteki yerimi ikarusun arka demirinin üstü olarak bellediğim için koltuklar bana hep soğuk gelmiştir. Eninde sonunda benden fiziksel olarak daha zayıf (yaşça büyük, bayan, hasta, çocuklu, alışveriş yapmış vs) birisi mutlaka binecektir dolu otobüse ve ben ayakta durma becerisini gösterebilirim.
Belki de pragmatist bir düşünce olarak kabul edebilirsiniz ancak hayatın adaletine inanırım. Zor durumda olduğum günler geldiğinde, benim bugünkü davranışlarım bana pozitif olarak dönecektir diye varsayarım. Ne yazık ki bacağımdaki lif koptuğunda, üzerine basamaz halde belediye otobüslerinde zıplaya zıplaya giderken yanlış hatırlamıyorsam 1 (bir) kişi yer vermişti bana, yine de gencim, sorun yok...
İşe gidip gelmek için günlük ortalama 70-80km yol yaptığım (iş yerimin servisi var iyi ki), bir yandan okula gidip bir yandan da diğer aktivitelerim ile uğraştığım düşünülürse yoğun ve yorucu bir hayata sahip olduğumu iddia edebilirim.
Bu şartlarda bile, dün yarı topallama durumunda, sağlık olarak bir miktar kötü, sınavdan çıkmış bir halde akşam ankaray-metro-otobüs üçlemesi ile evime dönmeye çalışırken, veledini yanına almış ve alışverişe çıkmış bir anne müsveddesine "Pardon" diye seslenerek yer verme ihtiyacı duydum. Suratıma bile bakmadı, beni iterek geçti oturdu. Elimde iki tane çanta olmasına rağmen, kendi torbalarını önüme koyup çantalarımla durmamı engelleyecek pozisyon aldı. Bebesi de benim okuma yazma öğrendiğim ve satranç oynamaya başladığım yaşlarda, henüz annnesine "ene", metroya "betri" demeyi becerebilen bir çocuk. Kadın 1.75 boylarında, gözlüklü, öküz gibi birşey. Ulus'tan bindi, Demetevler'de indi. 30'lu yaşlarda, dışarıdan bakınca da gayet modern tipi var. Aslında fotoğrafını çekip teşhir etmeyi çok istedim ama ne makinemi çıkarabilecek halim vardı ne de o öfke ile gözlerimi ondan ayırabildim. Bir kere yüzüme bile bakmadı.
Ben mecbur muyum lan size yer vermeye? Ne zaman bu kadar şerefsiz hale geldik Türkiye halkı? Ne zamandan beri değerlerimizi, nezaketi, kibarlığı hatırlamıyoruz? "Teşekkür ederim evladım/beyefendi" sözünü duymak ve söylemek neden bu kadar zor olsun?
Bir gün otobüste veya metroda yukarıdakine benzer "Sakın yer verme" tarzı afiş, küçük kağıt vs ile karşılaşırsanız bilin ki ben yaptım. Elimden geleni yapacağım da. Bundan sonra bana teşekkür edileceğine veya gülümseme ile karşılanacağıma inanana kadar bir kişiye bile yer vermeyeceğim. Vicdanım da çok rahat.
Lanet olsun sizin gibi yetişkinlere. Siz mi yeni nesillere örnek olacaksınız? Hah, kıçımın kenarı...
10 yorum:
Dün akşam o sinirinle, sana bu konudaki düşüncelerimi anlattım. Zaten anlatmama da gerek yok biliyorsun. Haklısın. Maalesef nezaket kurallarının ne olduğunu kimse hatırlamıyor artık. Nasıl hatırlatılabilir, bence bunu düşünmeliyiz... İşyerinin servisi olduğu için de şükrediyorum :)
bugün arkadaşım nestal da aynı konuyu yazdı ne tesadüf valla 13 senedir otobüslerdeyim her türlüsünü gördüm
Dizlerim kireçlenene dek kimseden yer vermesini beklemiyor ,benden daha yaşlı(55) veya yorgun gördüklerime ben yer veriyordum.ne yazık ki artık ciddi biçimde oturmaya,yürüyen merdiven ve asansör kullanmaya mecburum.
Merak ediyorum,şu sizin nesliniz benim de iki kızım dahil;
dünyaya yorgun geldiniz ,biz pire gibiydik bu hale geldik.
Acep benim yaşıma gelip boş yer kollarken bu günleri hatırlayacaklar mı?
Bu sözler sizin gibi saygılı ve duyarlılara değil tabi..
oğlumcuğum.Sen o öküz kadına bakma,yine zerafete ve dua almaya devam et.
o na da burada ben bile öküz diyerek gerekeni yapmış olduk:))))
Nalan Teyze
bende şuana kadar arabayla seyahat etme lüksüne sahip olamayan,sürekli otobüs kullanan biri olarak benden yaşça büyük kişilere(eğer çok yorgun ve hasta değilsem)sürekli yer veren biriyim.teşekkür edilmesi güzel birşey tabiki ama etmeselerde farketmiyor benim için.çünkü ben orda iyilik yapmış oluyorum :)
bence sende teşekkür beklemeksizin yer verebilirsin ;)
Ayça; söylediğinde haklısın aslında bir açıdan, doğru bildiğimizi yapıp doğruları öğretmeye çalışmalıyız sanırım.
Gece; gerçekten çileden çıkarıyorlar insanı, özellikle bu şehirde.
Nalan Ablacığım ve sevgili Moda Tasarım Stil (kusura bakma ismini bilmiyorum); teşekkürü de geçtim artık, neden yer veriyorsun ki gibilerinden bakıp yeri geldiğinde dalga geçiyorlar. Ben bugüne kadar oturma hevesinde hiç olmadım ama her zaman bir saygı bekledim. Küçüklere sevgi kaybolmuş aslında. Ayça'nın dediğini yapıp kişilere teşekkür etmeleri gerektiğini öğretmeliyiz sanırım :)
Kusura bakmayın, sinirimi alamadığım için yazıvermişim birden işte :)
hep benim başıma mı gelir derdim demek ki yanılmışım:))
Merhabalar... Gerçekten ilginç bir tesadüf. Aynı günde, aynı konuya değinmemiz. Afişi hazırlamak için fazla beklemeyiniz. Artık sinir katsayıma engel olamıyorum. Hoşçakalın...
bizim memlekette insanlar bu konuda biraz daha nazik.. erkek çocuk yer verir.. oturan nadir teşekkür eder:) (kültüre göre) ama ne var ki şu kampüs dolmuşlarında geberseniz yer vermezler! bakarsınız yaşlı amcalar kalkmış gel kızım otur diyor.. gel de sinirlenme! yok amca sağol falan.. ben orda eziliyorum o genç müsveddelerinde tık yok.. bence gençler yeaşlılara yer versin sadece.. erkekler bayanlara yer vermesin gerek yok.. aciz değilim.. kızdığım nokta dediğim gibi amcaların böyle hissettirilmeleri.sizin meseleye dönecek olursak; zaten o teşekkür cok gerekli değil, dediğiniz gibi bi gülümseme de herşeyi tamam edecektir. ablamız ketumluk ederek cok cok ayıp etmiş.. ama insanlık halidir berbat bir gün geçirmiş ve belki de sizin nezaketinizi farketmemiştir bile. bilemeyiz..
serhat bey yazınızla bazı konularda haklı olabilirsiniz ama nestalde yazdığım gibi ihtiyacı olan yaşlılara ve hamilelere yer verilmesinden yanayım...yaşlı derken hakıkaten zor durumda hasta olanlar var onlar için demek istedim...ama diğerlerine gelince yorgun çalışan gençlere sözüm yok ...o-nay-lı-yorum:))
Ful; hepimizin başına geliyor :))
Nestal; sana da gönderirim afişlerden
Dez; art niyetliydi kesinlik, farketmeme ihtimali yok bence :)
Paşa; zaten benim problem yaşadıklarım genelde zor durumda olanlar değil, bana göre nispeten daha zor durumda olanlar. Yaşlılar da kimi zaman çileden çıkarıyorlar o ayrı.
Yorum Gönder