15 Temmuz 2009 Çarşamba

Bir fıkra ve Ülkü Tamer'den Ara Güler ile ilgili bir anı

Bugün Mine Abla gönderdi bu fıkrayı bana. Beğendiğim için paylaşmak istedim. Mine Tuncer AFAD'ın (Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği) başkan yardımcısı ve çok sevdiğim ve saydığım bir fotoğrafçı. Fotograflar.net fotokonkur ve fotokritikte fotoğraflarından örnekler var. Ayrıca fotono1 ve fotopyamag'da da minetuncer kullanıcı adı ile bulabilirsiniz.

Bir profesyonel fotoğrafçıyı yemeğe davet etmişler... Yemek sırasında çektiği birkaç fotoğrafı ertesi gün jest olsun diye evin hanımına hediye olarak getirmiş fotoğrafçı..

evin hanımı:
-“Çok güzel fotoğraflar bunlar..” demiş
-“Kameranız çok iyi olmalı..”

Fotoğrafçı:
-“Sizinde dün geceki yemekleriniz harikaydı.. Sizin de tencereleriniz harika olmalı!..”

-----------***-----------***-----------***-----------***-----------***-----------

Bu yazı da Ülkü Tamer'in 2005'in ağustosunda radikal gazetesinde yayınlanan yazısından. Yazının orjinaline buradan ulaşabilirsiniz.

Bir gelişinde yine heyecanlıydı. Ama sinirliydi bu kere. "Yahu," dedi, "boyuna soruyorlar, 'sen ne marka fotoğraf makinesi kullanıyorsun?' diye. Fotoğraf, makineyle mi çekilir! Şimdi en gelişmiş elektrikli daktilo bende olsa, en iyi romanları ben mi yazarım!"

Azıcık sakinleştikten sonra ekledi:

"Ben singer dikiş makinesiyle bile fotoğraf çekerim!"

Çaylarımızı içerken keyfi yerine gelmişti.

"Bir sürü herif var," dedi. "Alıyorlar ellerine makineleri, düşüyorlar Anadolu yollarına. 'Aman aman, dur, bir inek gördüm.' Durduruyorlar arabayı, şip-şak, ineğin fotoğrafını çekiyorlar. Sonra yola devam. 'Aman aman, dur, bir harmanyeri gördüm.' Şip-şak, harmanyerinin fotoğrafı. Yola devam. 'Aman aman, dur, bir çoban gördüm.' Yahu, ben o çobanın fotoğrafını çekmek için onunla dost olmalıyım, beraber yemek yemeliyim, bir gece çadırında kalmalıyım. Ancak ondan sonra fotoğrafını çekebilirim."

-----------***-----------***-----------***-----------***-----------***-----------

İnsanın hem özgüvenini yerine getirebilecek hem de kırabilecek türden iki yazı. Umarım yaz günleriniz güzel geçiyordur. Herkese iyi günler dilerim.Filmli, hafif arızalı, sıradan bir makine, standart bir lens ve tarihi geçmiş negatifle çekilmiş bir fotoğraf. Nedense ben seviyorum, belki de yolculukla ilgili olduğu içindir, paylaşmak istedim. (Yok yok, benim henüz dikiş makinesi ile bile çekerim diye bir iddiam yok)

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Fotoğraf Çekmek-11 (Beyaz Dengesi)

Beyaz dengesi daha çok bilinen adı ile white balance ya da renk sıcaklığı. Fotoğraf Çekmek-9 başlıklı yazıda ışığın özelliklerine değinmiş ışığın şiddetinden, kontrastından, renginden kısaca bahsetmiş, keskinlik ve doygunlukla ilgili kısa açıklamalar yapmıştım.

Isıtılan bir cisim öncelikle kırmızı daha sonra sırasıyla turuncu, sarı, beyaz ve sonunda da mavi bir renk alır. Renk sıcaklığı tanımı ışık kaynağının sıcaklığı ile alakalı bir kavram değil renginin bir ölçüsüdür. Birimi derece kelvindir.

Bazı ışık kaynakları ve renk sıcaklıkları ile ilgili bilgi vermek isterim. Çeşitli kaynaklarda farklı ama birbirine yakın dereceler verilmekte. Ben referans olarak elimdeki eğitim notlarını ve nikon digital'in verilerini kullanacağım.

Işık Kaynağı_____________________________Renk Sıcaklığı (Kelvin)
Mum ışığı_______________________________1000-2000
Ampül (tungsten)__________________________2500-3000
Gün doğumu ve gün batımı___________________3500-4000
Floresan________________________________3800-4500
Elektronik flaş____________________________5000-6000
Gün ışığı________________________________5500-6500
Ortalama aydınlık bir gün____________________8000
Aydınlık bir günde gökyüzü___________________9000-10000

Değerleri farklı kaynaklarda farklı görmemiz rakamların hatalı olduğunu göstermez. Gün ışığı değişken sıcaklığa ve şiddete sahiptir. Bu yüzden renk sıcaklığı değişebilir. Yukarıdaki değerler ortalamadır.

Işık kaynağının sıcaklığı renkli fotoğrafta önem kazanmaktadır. Eğer dijital makinenizin ayarı doğru renk sıcaklığını veriyorsa veya doğru filmi kullandıysanız renkler normalde olduğu gibi çıkacaktır. Yanlış ayarlarda fotoğrafınızdaki renkler daha sıcak veya daha soğuk çıkarlar.

Fotoğraf örneklerinde de göründüğü gibi renk bozulmaları bizi çoğu zaman hoşnut etmez. Ancak bazen sarımtırak mum ışığı rengi çekimimizin konusuna uygun olabilir. Ya da masmavi ağaçlar ve bir manzara istiyor olabiliriz. Bu durumda yapmanız gereken şey de wb ayarlarınızla oynayarak (veya sonradan photoshop ile wb ayarınıza müdahele ederek) istediğiniz tonları yakalamaktır.

İki kopya vereyim. Mavi manzara görüntüleri için daha düşük değerlerde (örneğin fluorescent) bir beyaz dengesi ayarı seçebilirsiniz. Mum ışığının kırmızımsı rengi için de beyaz dengesi ayarınız gün ışığında kalsın ve çekiminizi yapın, nasıl? Gayet sıcak bir görüntü elde ettik değil mi? (Ya da hiç ellemeyin, dijital makineler zaten kapalı ortamlarda genelde beyaz dengesini yanlış hesaplarlar).

Peki doğru değerleri nasıl bulacağız? Fotoğraf Çekmek-12 başlıklı yazımızda görüşmek üzere...

Örnekte renk sıcaklığının doğru değeri 4300'dür. Yağmurdan sonra hafif kapalı bir gökyüzünde çekilmiştir. WB değerini daha sonradan 2300 ve 6300 yaptığımızda renklerdeki sapmalar açıkça ortaya çıkıyor değil mi? (2008-Serik/Antalya)

3 Temmuz 2009 Cuma

Geleneksel ve Dijital Fotoğrafçılık Hakkında

Bir yazıyı yazmadan önce genelde internette bir miktar araştırma yaparım. Konu ile ilgili önceden verilmiş bir bilgi var mı, ne tür bilgiler vermişler gibisinden göz gezdiririm. Amacım aynı noktalara çok fazla değinmeden merak edilenleri ele almaya çalışmaktır aslında.

İşte tam bu noktada beyaz ayarı, beyaz dengesi, white balance gibi aramaları yaptıktan sonra sağlıklı sonuçlara ulaşamadım (Sıradaki yazının da beyaz dengesi yani renk sıcaklığı ile alakalı olduğu ortaya çıkmış oluyor sanırım). Birçok kişi bu beyaz dengesi denilen konunun dijital fotoğrafçılıkla beraber hayatımıza giren bir konu olduğunu zannediyor. Bunun üzerine , diğer konularla da ilgili bir miktar daha araştırma yaptım ki birçok kişi fotoğrafçılığın unsurlarını dijital unsurlar zannederek bilgiler veriyor. Bu yanlış bilgileri de insanlar doğru kabul ederek okuyor malesef.

Ben de bu yüzden hemen söyleyeyim, ne ISO ayarı (ASA yani ışığa duyarlılık) ne de WB denilen unsurlar dijital fotoğrafla beraber girmemiştir hayatımıza. Dijital fotoğrafçılık temellerini geleneksel fotoğrafçılıktan alır ve bu nereden baksanız 200 yıllık (hatta çok çok daha uzun) bir süreçtir. Mantık ve temel aynıdır kısacası. Geleneksel fotoğrafçılık ile dijital fotoğrafçılık arasındaki en önemli fark film yerine dijital alıcılar (sensör) kullanılması ve karanlık odanın yerini şimdilerde aydınlık oda denilen bilgisayar ve programların almasıdır (Yani photoshop, picasa, adobe lightroom, photo impact vs).

Fotoğrafın oluşma mantığı aslında şudur. Bir mercekten veya delikten geçerek karanlık bir kutu içerisindeki ışığa duyarlı madde üzerinde görüntü oluşturma fotoğraftır yani ışıkla çizmektir. Merceğimiz hala aynı mercek, kutumuz aynı kutudur. Işığa duyarlı maddemiz ise teknoloji ile beraber film (gümüş tuzu kaplı plastik şerit) yerine sensör (algılayıcı) olmuştur.

Hepinize iyi haftasonları dilerim. Ice Age 3 sinemalarda, kaçırmayın :)Yüksek ISO'nun dijital makinelerde kumlu görüntü vermesi gibi yüksek ASA filmler de geleneksel fotoğrafçılıkta daha kumlu/grenli görüntü oluşmasına sebep oluyordu. (Kamera: Pentax ME Super * Lens: Pentax SMC-M 50mm f/1.7 * Film: Ilford HP5 Plus -400 ASA- * 2007-İstanbul)